Kral Suud Üniversitesi Dil Enstitüsü Arapça Ders Kitabı Serisinde Toplumsal Cinsiyet
Dr. Öğr. Üyesi Emine BAĞMANCI 2024-10-21
Öz
Yabancı dil eğitiminin en temel materyali ders kitaplarıdır. Ancak bu kitaplar, sadece ilgili olduğu alana dair bilgi aktarmakla kalmayıp, söz konusu dilin konuşulduğu ülkenin unsurlarını da iletmektedir. Kitapların aktardığı mesajlardan biri de cinsiyet kalıplarıdır. Bu nedenle ders kitapları hem öğrenme ihtiyacını karşılama hem de aktarılan içeriğin niteliği açısından ele alınmalıdır. Bu makalede Türkiye’deki Arapça hazırlık sınıfı programına sahip bölümlerin büyük bir kısmında kullanılan Arapça ders kitabı Kral Suud Üniversitesi Dil Enstitüsü’nün hazırladığı Arapça ders kitabı serisindeki toplumsal cinsiyet durumu irdelenmiştir. Araştırmanın amacı serinin içeriğinde yer alan cinsiyet eşitsizliğine ilişkin ifadeleri belirleyerek ders kitaplarının hazırlanması sürecinde kadınerkek eşitliğine aykırı düşmeyen içerikler oluşturulmasını sağlamaktır. Çalışmanın yöntemi nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme tekniği olarak belirlenmiştir. Bu seri, görsel ögeler açısından son derece zayıf olduğu için söz konusu inceleme sadece metinsel içerik üzerinden gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın içerik çözümlemesi sadece ana konu başlıkları altında yer alan metin, diyalog ve etkinlik cümleleri üzerinden yapılmıştır. Seride yer alan ayet, hadis, şiir ve ünite değerlendirme alıştırmaları bunun dışında tutulmuştur. Bu kısımlar, serinin sadece %10’unu oluşturup çalışmanın ana düşüncesini etkilemeyecek bir orana sahiptir. Serinin analizi yapılırken; metin ve etkinliklerde geçen kadın ve erkek isimlerinin nicel olarak yer alma sıklığı, ev içinde ve iş yaşamında kadın ve erkeğe biçilen roller, kadın ve erkeklerin mesleklere göre temsili gibi ölçütler dikkate alınmıştır. Yapılan analiz sonucunda; serinin, birçok yerde kadını erkek karşısında ikincil konuma düşüren cinsiyetçi söylemler taşıdığı saptanmıştır.
Giriş
“Cinsiyet”, bireylerin doğuştan getirdikleri biyolojik cinsiyeti ifade etmekteyken, “toplumsal cinsiyet”, kadın ve erkeğin toplumda kabul gören rollerini anlatmaktadır. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet, toplumdan topluma farklılık gösterebilmektedir (Asan, 2010). Bireyin yaşamını şekillendiren ve davranışlarına yön veren etkenlerin başında, içinde bulunduğu toplumda kabul gören cinsiyet rolleri gelmektedir. Bu roller, kişi dünyaya gelir gelmez giydiği kıyafetin renginden başlayarak çocuğa alınan oyuncak tercihlerinin şekillenmesine kadar uzanmaktadır. Toplumsal cinsiyet rolleri, kadın ve erkeğin doğasını yansıtmadığı hâlde zaman içerisinde biyolojik cinsiyetle özdeşleştirilerek yerine getirilmesi gerekli doğal bir davranış olarak görülmeye başlanmıştır (Beauvoir, 2019). Bireyler, toplumsal cinsiyet rollerini aile ortamında tanımaya başlamaktadır. Ailede anne ve babayı taklit ederek öğrenilmeye çalışılan bu roller, kişilerin sosyalleştiği ilk alan olan okullarda pekiştirilmektedir. Kişilik oluşumunun gerçekleştiği dönemlerin, okulda geçirildiği göz önüne alındığında bu yerlerin sözü edilen cinsiyet rollerinin oluşturulmasında önemli bir pay sahibi olduğunu söylemek mümkündür (Misra vd., 2013). Okullarda kullanılan temel eğitim materyallerinden biri ders kitaplarıdır. Bu kitaplar, içeriğinin doğru olduğuna yönelik genel bir ön kabulle belirli davranış ve anlayış kalıplarının içselleştirilmesine dayanak oluşturma özelliğine sahiptir. Çünkü ders kitapları, hangi yaş grubunda olursa olsun öğrencilerin kendileri ve çevreleri hakkındaki anlayış ve düşüncelerinin şekillenmesine etki etmektedir (Aguilar, 2021). Özellikle yabancı dil kitaplarında bu konunun önemi daha büyüktür. Nitekim dil bilgisi kurallarını pekiştirmek amacıyla aynı veya benzer içeriğe sahip ifadeler sıklıkla kullanılmaktadır. Tekrarların sıkça yapılması ise sadece kuralların değil içeriğin de pekişmesine etki etmektedir Ders kitaplarının belirlenmesinde temel ölçüt, kazanım elde etme olarak düşünülmektedir. Ancak kitap içeriğinin cinsiyet rollerini pekiştirici bir tutum sergileyip sergilemediği genellikle göz ardı edilmektedir. Eğitim programları genellikle eşitlikçi bir toplum yapısını hedeflemesine rağmen ders içeriklerinin bundan yoksun olduğu görülmektedir (Bağlı & Esen, 2002). Cinsiyet konusunda ön yargılı tutumuyla geleneksel kadın ve erkek rollerini pekiştiren (Güneş, 2008) ve kadınların ihtiyaçlarına duyarlı olmaktan uzak eğitim malzemeleri, cinsiyet eşitliğini sağlama yolundaki çabalara engel olmaktadır. Cinsiyetçilik bağlamında eğitim malzemeleri oluşturulması konusuyla ilgili hassas davranmak gerektiği meselesi dünya çapında önemi anlaşılan bir konu olmuştur. 1979 yılında kabul edilen BM’ye bağlı CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi), 1980 II. Dünya Kadın Konferansı, 1985’te III. Dünya Kadın Konferansı, 1995 yılında gerçekleştirilen BM IV. Dünya Kadın Konferansı ve 2000 yılında düzenlenen BM Özel Oturumu gibi ciddi girişimler bu durumun kavranmasına ilişkin önemli bir farkındalık oluşturmuştur (Kükrer & Kıbrıs, 2017). CEDAW taraflarından biri olan Türkiye’de ise KSGM (Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü) bu konuya dikkat çekmektedir. Ders kitaplarındaki cinsiyet ayrımcılığı, Türkiye’de ve dünyada çok sayıda araştırmaya konu olmuştur. Bu çalışmaların sonuçlarına göre ders kitaplarının içeriklerinde yıllar boyunca hem süreklilik hem de değişkenlik gösteren toplumsal cinsiyet kalıpları bulunmaktadır (Aratemur Çimen & Bayhan, 2018). Türkiye’de bu alana ilişkin yapılan araştırmaların büyük bir bölümü ilköğretim ders kitaplarına odaklanmakta olup ortaöğretim kademesindeki ders kitabı çalışmaları sınırlıdır. Üniversite düzeyinde okutulan ders kitaplarına ilişkin ise üç çalışma tespit edilmiştir1 . Kişilik oluşturma aşamasının önemli bir basamağı sayılan üniversitede, gençlerin sadece mesleki bilgileri değil toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlık kazanmasına da öncelik verilmelidir (Özcan, 2012). Dolayısıyla üniversitelerde okutulan ders kitaplarının da bu kapsamda incelenmeye ihtiyaç duyduğu açıktır. Ayrıca yabancı dil eğitimi bağlamında eğitimin farklı kademelerinde okutulan İngilizce ders kitaplarındaki cinsiyetçilik çalışmalarına ilişkin çok sayıda araştırma bulunuyorken Arap dilinin öğretildiği kitaplara dair bir çalışmaya Türkiye’de rastlanmamıştır. Bu nedenle aynı kapsamda Arapça özelinde yapılacak bir çalışmanın alana katkı sağlayacağı düşünülmüştür. Araştırmanın yapıldığı ders kitabı seçiminde ise geniş bir kullanım alanına sahip olma özelliği gözetilmiştir. Bu bağlamda çalışmaya konu olan seri, Türkiye’de Arapça öğretiminde sık kullanılan öğretim setlerinden biridir (Bostancı, 2005; Çağmar, 2011; Kablan, 2018; Özel & Çiftçi, 2022; Şaban & Batkitar, 2016). 1993 yılından itibaren Türkiye’de okutulmaya başlandığı bilinen (Karataş, 2008) serinin, gerek Arap dilinin öğretildiği programların bulunduğu çeşitli üniversitelerde gerekse dil kurslarında ders kitabı olarak okutulmuş olması, yaygın bir tanınırlık kazanmasını sağladığından toplumsal cinsiyetin ders kitabı kapsamında incelenmesinde tercih edilmiştir. Alanla ilgili yapılan yerli ve yabancı literatür taraması sonucunda bu çalışmalarda kullanılan kategorilerin bulunduğu bir havuz oluşturulmuştur. Söz konusu çalışmalarda genellikle ortak temaların kullanıldığı görülmüştür (Davarcı & Zengin, 2021). Buna göre serinin içerik analizinde kullanılan kategoriler; kişi isimlerinin cinsiyete göre nicel olarak dağılımı, meslekler, aile içi roller, mekânlar, dış görünüş ve duygular olarak belirlenmiştir. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme tekniği kullanılarak yürütülmüştür. Bu araştırmada toplumsal cinsiyet ifade eden kalıpların belirlenmesi amaçlanmıştır. Saptanan veriler yorumlanarak niceliksel ve niteliksel olarak betimlenmiştir.
Kral Suud Üniversitesi Dil Enstitüsü Arapça Serisi
Bu seri; el-ʿArabiyyetu lī’l- Hayāt )للحياة العربية )adında üç konuşma, elḲırāetu’l-Muyessera )الميسرة القراءة )adında üç okuma ve el- Ḳavāʿidu’lʿArabiyyetu’l-Muyessera )الميسرة العربية القواعد )adında üç dil bilgisi kitabı olmak üzere toplam dokuz kitaptan oluşmaktadır. Bu seri; Menhec Mutekâmil fî Taʿlîmi’l-ʿArabiyya Ligayri’n-Nâtıkîne bihâ متكامل منهج) )بها الناطقين لغير العربية تعليم في, Silsile fî Taʿlîmi’n-Nahv/el-Kırâe سلسلة) gibi( العربية الميسرة( Muyessera-l’elʿArabiyyetu ve في تعليم النحو/ القراءة( isimlendirmelerle tanınmaktadır. Seri, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bulunan Kral Suud Üniversitesi Arap Dili Enstitüsü tarafından hazırlandığı için isim çeşitliliğini netleştirmek adına “Kral Suud Üniversitesi Dil Enstitüsü Arapça Serisi” adlandırması tercih edilmiştir. 1975 yılında açılan enstitü, özellikle ana dili Arapça olmayanların Arapça öğrenim meselelerine değinmiş ve bunlar üzerine çalışma yürüten bir enstitü olarak bilinmektedir (Sînî, 2014). Serinin farklı baskıları olup bu çalışmada Türkiye baskısı esas alınmıştır. Detaylı bir araştırma yapılmadan sadece yüzeysel bir incelemeyle seriye göz atıldığında dahi kadınlar aleyhine oluşan cinsiyet ayrımcılığı belirgin bir biçimde görülmektedir. İçerik analizi sonucu sayılarla ortaya çıkan tablo ise serideki cinsiyetçi ifadelerin düşünüldüğünden daha fazla olduğunu göstermektedir. Serideki toplumsal cinsiyet kalıpları, kitabın türüne göre önemli ölçüde değişiklik göstermektedir. Buna göre Arap geleneklerinden ve toplum yapısından bahseden diyalogların bulunduğu konuşma kitabında söz konusu kalıpların sayısı yüksekken; tarihî, edebî, dinî ve kültürel metinlerin ağırlıklı olduğu okuma kitabında bu sayı oldukça düşüktür. Dil bilgisi kitabında ise metinlerde tespit edilen bu kalıplar az sayıda olup alıştırma cümlelerinde artış göstermektedir. Arap ülkelerinin sahip olduğu ekonomik ve sosyolojik gelişime koşut olarak kadınların sahip olduğu özgürlük alanı farklılık gösterse de Arap kadını her ülkede annelik ve ev kadınlığının sınırları içerisinde hareket edebilmektedir (Abu Nasr vd., 1983). Buna bağlı olarak seri, kadına ilişkin rolleri Arap toplumunda kabul gören geleneklere göre inşa etmiştir. Kadının temel görevini, ev işleri, çocuk bakımı ve eşine hizmetle sınırlandırmaktayken, erkeğin rollerini iş hayatı bağlamında ele almıştır. Kız çocukları bir taraftan okula giderken diğer taraftan annelerine yardım etmektedir. Yani kızların erkeklerle aynı düzeyde eğitim alma hakkı kabul edilirken ev içi rollerin dağılımına ilişkin anlayışta bir farklılık görülmemektedir. Cinsiyetin biyolojik olmaktan öte toplumsal normlar, kabuller ve beklentiler yönüyle öne çıktığı, serinin okuma kitabında yer alan bir metinde açıkça görülmektedir. Kadın, Erkeğe Evlilik Teklifi Edebilir mi? (الفتى؟ الفتاة تخطب هل (başlıklı metin (Sînî vd., 2018c), toplumsal cinsiyet kalıplarına ilişkin önemli mesajlar içermektedir. Nitekim metinde anket sonuçları paylaşılırken bu soruya olumsuz yanıt veren kişilerin, bazı açıklamalarını Doğulu kadın )الشرقية المرأة )ifadesinden hareketle yapmışlardır. Buna göre Doğu toplumlarında geleneklerin, kadının erkeğe )العادات عند أهل الشرق ال تقبل أن تخطب etmediği kabul etmesini teklifi evlilik )لنفسها الفتى الفتاة ve Doğulu kadının utanma kültüründe yetiştiği المرأة) )الخجل على نشأت الشرقية cümleleri öne sürülerek anket sorusu olumsuz yanıtlanmıştır. Dolayısıyla Doğulu kadın ifadesi cinsiyetin toplumsal tarafını göstermesi bakımından önemli bir örnek niteliğindedir. Toplumsal cinsiyet kodları arasında yer alan “güzellik” kavramı da seride dikkat çeken noktalardan biridir. Nitekim kadının sergilediği davranışlar toplum tarafından denetlendiği gibi dış görünüşü de aynı denetlemeye tabidir. Vücudunun özelliklerine göre kategorize edilen kadın, sahip olduğu güzellikle idealize edilmektedir (Yaktıl Oğuz, 2010). Güzellik kavramı ise başkaları tarafından beğenilme durumunun bir ifadesidir. Bu nedenle kadının güzelliğinin erkeğe göre daha çok dile getiriliyor olması ona edilgen bir rol biçmektedir. Seride erkeğin dış görünüşüyle alakalı herhangi bir ifade hiç geçmiyorken, kadınla güzellik kavramının bir arada verildiği çok sayıda örneğe rastlanmaktadır. Kız çocuğundan )طفلة/بنت )bahsederken güzel sıfatının )جميلة )tercih edildiği (Sînî vd., 2018a, 2018b, 2018c), kadın ve genç kız )اإلمرأة-المرأة/فتاة )için güzeller güzeli, güzellik timsali gibi vurgulu (الجمال في آية/وجمال حسن ذات) )Sînî vd., 2018c) ifadelerin kullanıldığı, en güzel kızın kim olduğu söylenerek kıyaslamalar yapıldığı )البنات أجمل سهيلة) )Sînî vd., 2018c), “güzel bir kızla evlendi” )حسناء بفتاة سعيد تزوج) )Sînî vd., 2018), “kızın zannettiğinden daha güzel olduğu”)يعتقد كان مما أجمل القتاة رأى) )Sînî vd., 2018c) gibi cümlelerle kadın güzelliğine işaret edilmektedir. Seride Arap kadınının genel özelliklerinden farklı olarak Suudi Arabistan’a özgü bir uygulama olarak dikkat çeken kısım ise Trafik Müdürlüğünde )المرور إدارة في)isimli konu başlığının bulunduğu derstir (Sînî vd., 2018a). Bu derste geçen üç diyalog ile bir metinde sürücü belgesi çıkarma konusundan bahsedilirken erkek isimleri kullanılmıştır. Ancak Arapça dil bilgisi kuralları gereği cinsiyete göre değişiklik gösteren yapılara dikkat çekmek amacıyla kızlar arasında geçen diyalogun konusu ise fakülteye kayıt yaptırmak şeklinde düzenlenmiştir. Serinin kaleme alındığı yıllarda Suudi Arabistan’da kadının araba sürmesi söz konusu olmadığı için dersin içeriğine ters düşmesine rağmen konu değişikliğine gidildiği görülmektedir. Dolayısıyla seride araba sözcüğünün geçtiği cümlelerde istisnasız olmak üzere kişi isimleri hep erkeklerden seçilmiştir.2 Yukarıda bahsedilen noktalar dışında serideki toplumsal cinsiyet kalıpları; sosyal hayatta görünürlük, ev içi sorumluluklar, ebeveyn olma ve kadının iş hayatındaki konumu açılarından incelenmiştir.
Görünürlük Bağlamında Kadın
Arapçanın dil bilgisel yapısında, genel ifade kullanımının söz konusu olduğu durumlarda eril yapı )مذكر )geçerli olmaktadır. Dolayısıyla Arap dili gramatik cinsiyet bakımından eril yapıları görünür kılan bir özellik taşımaktadır (Kınar, 2014). Arapçanın bu özelliği göz önüne alınarak eril formda gösterilen isimlerin tamamı cinsiyet belirtmeyen nötr sözcükler olarak kabul edilip incelemenin dışında tutulmuştur. Dolayısıyla serideki kadın ve erkek görünürlüğünün sıklığı belirlenirken kesin bir sonuca ulaşabilmek adına sadece özel isimler ve akrabalık isimlerinin (baba, dayı, vs.) sayısı temel alınmıştır. Bu daraltmaya rağmen görünürlük sıklığı incelendiğinde sayı üstünlüğünün belirgin bir biçimde erkekten yana olduğu dikkat çekmektedir. Dolayısıyla Arap dilinin yapısı gereği baskın olan gramatik cinsiyete ek olarak seride seçilen isimlerin erkek çoğunluğunu oluşturması görünürlüğü erkekten yana katlamaktadır. Dokuz kitap içerisinde yer alan erkek isimlerin sayısı 531’e ulaşırken, kadın isimlerinin sayısı 219’da kalmıştır. Serinin metin ve diyaloglarında yer alan kadın ve erkek görünürlüğünün sıklığına bakıldığında ise aralık daha çok açılmaktadır. Seride yer alan 64 diyalog içerisinde kadınların söz edildiği sadece 12 diyalog bulunmaktadır. Metinler içerisindeki kadın görünürlüğü ise son derece zayıftır. 346 metin içerisinde kadınların ana karakter veya yan karakter olarak görüldüğü metin sayısı yalnızca 14’tür.
Ebeveyn Olarak Kadın
Seride kadınla ilgili cümlelerde öne çıkan özelliklerden biri de kadının annelik görevleri üzerinden düşünülüp değerlendirilmesidir. Genel olarak Arap kültüründe kadının varoluşunu annelik üzerinden gösterme fikri yaygındır (el-Cubûrî, 2011). Kadının bireysel kimliğini geri planda tutup onu sadece anneliğiyle kabul eden anlayışın izini “Arap toplumunda kadının görevinin çocuk bakımı ile sınırlı olduğunu” ifade eden cümlede (b2018 .,vd nîSî) (يقتصرعمل المرأة في البيئة العربية على تربية األوالد) görmek mümkündür. Başka bir cümlede ise “Ey anne! Sen dünyaya çocuk ifadesiyle) b2018 .,vd nîSî) (يا أيتها األم ، أنت صانعة الرجال) “getirensin kadının annelik rolü yüceltilmiştir. Dünyaya çocuk getiren annenin görevi, daha sonra evde kalıp çocuklara bakmaktır (أطفالها ترعى األم تبقى) (Sînî vd., 2018b, 2018a). Bahsi geçen etkinlik cümlesinde çocuklar kelimesine bitişen zamir dikkat çekicidir. Aynı cümle içerisinde baba kelimesi de geçmesine rağmen çocuklar kelimesine aitlik anlamı katan zamirin anneyle babaya değil de sadece anneye dönmesi bu vurguyu arttırmaktadır. Bu bağlamda kadın “her ikisinin çocuğuna” değil “kendi çocuğuna” bakmaktadır. Dolayısıyla çocuk bakımı tamamen “anneye” ait bir iş durumundadır. Annenin çocuğuna nasıl bakması gerektiği ise çeşitli cümlelerde ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Bu cümlelere baktığımızda Çocuğun ağlamasına uyanan )طفلها بكاء على األم استيقظت) )Sînî vd., 2018b), çocuğunun güvende olması için çabalayan )األبناء سالمة على األمهات تحرص) )Sînî vd., 2018b), onların eğitimlerini takip eden )األبناء تربية على يشرفن النساء) )Sînî vd., 2018b, )نامت األمهات مع أبنائهن bekleyen başında çocuğunun hastanede ,)1/253 )المستشفى في) Sînî vd., 2018b) ve onu kaybettiği için büyük bir üzüntü örneklerinde) b2018 .,vd nîSî( (حزنت األم على فقد ابنها حزنا شديدا( duyan özne sadece annedir. Öte yandan çocuklarının eğitimini aksatan kadının ise kötü oluşu yergi fiiliyle eleştirilmiştir تربية في المقصرة المرأة بئست) )أبنائها) Sînî vd., 2018b). Verilen cümlelerle benzer içerikte babanın özne olduğu bir cümle bulunmamaktadır. Çocuk bakımına ilişkin bahsi geçen işlerde anneye yardım eden kişinin de yine bir kadın olduğu belirtilmektedir. Bu görev paylaşımı bir değişkenlik göstermeyip Arap dilinin özellikleri gereği geneli içine alan sorularda eril yapı kullanılırken çocuk yetiştirmede anneye yardım edenin kim olduğunun dişil) a2018 .,vd nîSî( (من التي تساعد األم في تربية األطفال؟( cümle sorulduğu yapıya göre düzenlenmiştir. Böylece soruya verilecek cevabın, kız çocuğu ya da bakıcı olacak biçimde cevaplanması beklenmektedir. Ayrıca “kız çocukları yarının anneleridir” )المستقبل أمهات هن الفتيات )ّ) Sînî vd., 2018b) ve “evin en büyük kızı kardeşlerine anne gibidir” )أم ألخواتها الكبرى البنت كأن ّ) (Sînî vd., 2018a) cümleleri kadını annelikle özdeşleştirmenin yanı sıra anneye yardımcı olacak başlıca kişileri de ifade etmiştir. Dolayısıyla anneye yardım konusunda babanın ve erkek çocukların geçtiği herhangi bir cümle bulunmamaktadır. Seride anneliğin önemi ve görevleri ayrıntılarıyla yer alırken babalığa ilişkin kullanılan cümleler babanın çocukları için çalışmasından ibaret )يخرج/ذاهب األب إلى عمله/أبي يعمل/يتعب görülmektedir sunulduğu olarak )أجلنا من كثيرا) Sînî vd., 2018a, 2018b, 2018c). Erkek çocuk ise babası yokken evden sorumlu kişi pozisyonuna sahip olarak gösterilmektedir .(a2018 .,vd nîSî( (والدك مسافر ويريد منك أن تكون مسؤوال عن األسرة أثناء سفره)
Mekân Bağlamında Kadın
Mekâna atfedilen cinsiyetçi imgeler tarih öncesine kadar uzanmaktadır (Kan Ülkü, 2018). Bu bağlamda geleneksel anlayış; kadını evle özdeşleştirirken erkeği kamusal alana ait görmektedir (Öner & Atsız, 2022). Mekân bağlamında yapılan bu ayrıştırma, kadın ve erkeğe dair rollerin yeniden üretilmesine yol açmaktadır. Buna göre kadın, evin düzeni ve işleriyle ilgili sorumluluk üstlenme; erkek ise iş hayatında yer alarak evin geçimini sağlama durumuyla karşı karşıya kalmıştır (Karakaya, 2028). Günümüzde ise geleneksel toplumlarda etkisini koruyan bu anlayış, seride dikkat çekici bir biçimde vurgulanmaktadır. Kadının evinden sorumlu olduğu (منزلها في مسؤولة المرأة (ifadesi (Sînî vd., 2018b) ile öncelikle bunun bir görev olduğuna işaret edilmiştir. Bir Arap Ailesi (عربية أسرة (başlıklı metinde (Sînî vd., 2018a) ise ev, kadının krallığı )البيت هذا مملكتها )ve anne de kendisini bu krallığa adamış kişi متفرغة األم) )لمملكتها biçiminde ifade edilerek kadının evle olan ilişkisi yüceltilmektedir. Erkeğin ofiste (مكتبه في هو(, kadının evde (منزلها في هي) (Sînî vd., 2018a) olduğunu anlatan iki cümlenin bir alıştırmada peş peşe kullanılması, mekanın cinsiyete göre dağılımını yansıtması bakımından dikkat çeken bir örnektir. Ev sözcüğün geçtiği cümleler incelendiğinde kadına ilişkin birçok toplumsal cinsiyet kalıbına rastlamak mümkündür. Eşine yemek nîSî( (تبقى المرأة في البيت إلعداد الطعام للزوج( kalan evde için hazırlamak vd., 2018b), kendini eve adayan )للبيت متفرغة األم) )Sînî vd., 2018a) evdeki varlığı süreklilik taşıyan )البيت في المرأة ظلت) )Sînî vd., 2018b) ve evde çok işi olan )البيت في كثير عمل عندها) )Sînî vd., 2018a) gibi cümle örneklerinde özne sadece kadın veya anne olarak geçmektedir. Buna karşılık baba, çoğunlukla toplantı )اجتماع) )Sînî vd., 2018a), seyahat )مسافر) )Sînî vd., 2018a) ve ofis )مكتبه في) )Sînî vd., 2018a) gibi mekânlarda temsil edilmektedir. Kadının evle olan sıkı ilişkisi ev işlerinin de kendisiyle özdeşleşmesine neden olmuştur. Dolayısıyla seride Ailem )أسرتي )isimli iki farklı metinde aile içi rollerden söz ederken annenin evde çalıştığına ilişkin kullanılan ifadelerle kadının evde konumlandırılışı pekiştirilmektedir التي هي أمي) .(c2018 ,b2018 .,vd nî Sî (ترعى البيت- أمي تعمل في بيتنا ( Bu ev işleri içerisinde öne çıkan mekân kuşkusuz mutfaktır. Kadın-mutfak ilişkisini gösteren çok sayıda örnekten bahsetmek mümkündür. İyi yemek pişiren )الطبخ جبدة األم) )Sînî vd., 2018a), sürekli yemek hazırlamakla meşgul olan )الطعام بإعداد دائما مشغولة هي) )Sînî vd., 2018a), erkeğin önemli bir randevusu olduğu için ona yemek hazırlaması gereken ve arkadaşları eve geleceği için kendisinden sofra hazırlanması istenen (Sînî vd., 2018a) alıştırmaların öznesi sadece anne ya da hanımdır. Dolayısıyla seride mekânın mutfak olarak geçtiği cümlelerin tamamında kadın öznedir. Kadının mutfakla olan ilişkisi, Erkeğin kalbine giden yol midesinden de sözüyle) c2018 .,vd nî Sî( (األكلة اللذيذة هي الطريق إلى قلب الرجل( geçer pekiştirilmektedir. Yemek hazırlığı ve temizlik gibi ev işlerinde kadına yardımcı olacak kişi de kız çocuğudur )أمها تساعد البنت) )Sînî vd., 2018a). Bu görev dağılımı, keskin çizgilerle belirtilmiştir. Nitekim Arapçanın dil bilgisel yapısı gereği serideki alıştırma soruları geneli kapsadığı için eril yapıda oluşturulurken annesine yardım edenin kim olduğunun sorulduğu soru تساعد التي من) )البيت؟ في أمها) Sînî vd., 2018a) dişil yapıya göre düzenlenmiştir. Böylece cevabın kız çocuğu olacak şekilde verilmesi istenmiştir. Bu konuya ilişkin diğer örneklere bakıldığında benzer durumlar geçerlidir. Örneğin erkek çocuğun kız kardeşini çağırarak dağınık olan odasını toplamasını söylemek için nasıl bir cümle kurması gerektiğinin sorulduğu alıştırma )حجرتك في البيت غير مرتبة، أنت تنادي (a2018 .,vd nî Sî (çekicidir dikkat )بترتيبها لتقوم أختك. Buna göre evdeki görev dağılımında erkek çocuk kız kardeşinden kendi dağıttığı odayı toplamasını isteyebilmektedir. Aynı etkinliğin devamında, küçük kardeşini dışarı çıkaracak olan erkek çocuk, kıyafetini giymesine yardımcı olması için kız kardeşinden yardım )أخوك الصغير يريد الخروج معك، تطلب من أختك أن تساعده في istemektedir )مالبسه لبس. Ailem (أسرتي (isimli metinde (Sînî vd., 2018b) ev içi görev ve sorumlulukların paylaşımında erkek çocuklarının küçük kardeşin derslerini anlamasına yardımcı olduğundan )الدروس فهم في يساعداني), kız çocuklarının ise yemek hazırlığı ve ev temizliğini yaptığından الطعام بإعداد تقومان) )البيت وتنظيف söz edilmektedir. Erkek çocuklarının görevleri çoğunlukla evin dışında gerçekleştirilen işler olarak görülmektedir. Bunlar; küçük kardeşini dışarı çıkarmak )معك الخروج يريد الصغير أخوك) )Sînî vd., 2018a), babanın önemli bir toplantısı olduğundan onun misafirini karşılamak )عند والدك اجتماع هام وطلب منك الذهاب إلى المطارgitmek havaalanına için )له صديق الستقبال) Sînî vd., 2018a), annenin istediği ev ihtiyaçlarını almak şeklinde) a2018 .,vd nîSî( (والدتك تطلب منك أن تشتري بعض حاجات البيت( çeşitlilik göstermektedir. Böylece anne ile kız çocuklarının görevleri evin iç işleriyken baba ve erkek çocukları evin dışındaki işleri yapmak üzere konumlandırılmıştır. Dolayısıyla aile içi görevlerin cinsiyet bağlamındaki paylaşımında ev üzerinden bir ayrım söz konusu olmuştur.
İş Hayatında Kadın
Seride geçen meslek grupları incelendiğinde büyük bir çeşitliliğe sahip olduğu görülmektedir. Buna göre toplam otuz dört tane meslek isminin geçtiği belirlenmiştir. Bu meslekler arasında on beş tanesi için kadına dair örneklere rastlanmıştır. Sözü edilen meslekler arasında öne çıkanlar öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik ve memurluk gibi iş gruplarıdır. Sadece erkekler için kullanılan meslek isimlerinde askerlik, polislik ve hâkimlik gibi örnekler göze çarparken yalnızca kadınlar için geçen mesleklerde ise sekreterlik ve çocuk bakıcılığı bulunmaktadır. Hem kadın hem erkek için örneklerine rastlanan on beş meslek grubunun cinsiyete göre dağılımına bakıldığında hemşirelik dışındaki tüm mesleklerde dağılımın erkeklerden yana fazla olduğu saptanmıştır. Arapçanın dilbilgisi kurallarına göre eril sözcüklerin çoğul biçimi sadece erkekleri kastettiği gibi kadınları da kapsama ihtimali bulunmaktadır. Buna göre serideki meslek grupları cinsiyete göre belirlenirken eril çoğullar sayıya dâhil edilmeyip dişil )مؤنث )çoğullar eklenmiştir. Bu sınırlandırmaya rağmen mesleklerin dağılımında erkekten yana olan sayı fazlalığı azalmamaktadır. Bakan )وزير), başkan )رئيس /أمير )ve dekan )عميد )gibi yönetim gerektiren meslek gruplarında erkek görünürlüğünün arttığı görülmektedir. Bu bağlamda kadınların temsil edildiği idari görevlerde sadece müdür )مدير )örneğine rastlanmaktadır. Bununla beraber müdürlük mesleğinin temsilinde de sayı çoğunluğu erkekten yanadır. Nitekim müdürlüğün erkekler için verildiği örnekler 215 iken bu sayı kadınlarda 55’tir. Mesleklerin cinsiyet bazındaki dağılımına bakıldığında kadınlar, öğretmenlik gibi annelik rolüne yakın bulunan iş alanlarına daha uygun görülmektedir. Bir kız ile erkek kardeş arasında geçen diyalogda (Sînî vd., 2018a) söz konusu bu durum tartışılmıştır. Kız, tıp fakültesinde okumak isterken ailesi onun edebiyat fakültesinde okuması konusunda ısrarcı davranmaktadır. Bunun üzerine kız, mühendislik fakültesinde okuyan erkek kardeşinin kendisiyle empati kurmasını sağlamak için aynı şeyi kendisinin kabul edip etmediğini sormaktadır دراسة على وافقُ َ )وهل أنت ت )الهندسة من بدال اآلداب. Bu soruya, “Tabii ki kabul etmem, çünkü edebiyat )ال أوافق طبعا، دراسة اآلداب تحتاج إلى “.gerektirir yetenek bir özel okumak )خاص استعداد karşılığını vermektedir. Bu cevabın üzerine kız, “Öyleyse neden bunu benden istiyorsun?” diye sorduğunda )ذلك؟ مني تطلب فلماذا) abisinin verdiği cevap meslek temelinde kadına yönelik bakış açısını yansıtmaktadır: “Çünkü sen kızsın.” (فتاة ألنك(. Diyalog, “Kız ile erkek arasında ne fark var?” )والفتاة؟ الفتى بين الفرق وما )diyerek itiraz eden kızın cümleleri ile devam etmektedir. Bahsi geçen diyalog dışında serinin çeşitli alıştırma cümleleri ve metinlerinde de kadının çalışmasına ilişkin düşüncelere yer verilmiştir. Bu düşüncelerin çoğunlukla çalışan annelere ilişkin olduğu görülmektedir. Çalışan annelerin eve gerektiği kadar vakit ayırmadıkları الموظفات األمهات) يجب كما لبيوتهن يتفرغن ال) (Sînî vd., 2018a), aynı zamanda işte de aktif ve dinç olmadıkları (العمل في نشيطات األمهات ليست) (Sînî vd., 2018b) dile getirilmektedir. Benzer şekilde kadın doktorların hastanede kendilerini fabrikanın ve) ليست الطبيبات متفرغات للعمل في المستشفى) vermedikleri işlerine )عامالت المصنع ال ينتبهن إلى etmedikleri dikkat işlerine işçilerinin kadın )عملهن) Sînî vd., 2018a) söylenmektedir. Ev ve iş karşılaştırmasına ilişkin örnekler bazen de “Kadın memurlar işlerini evlerine tercih ediyorlar mı?” )بيتهن؟ على عملهن الموظفات تفضل هل) )Sînî vd., 2018a) gibi soru cümleleri üzerinden tartışılmaya açık bir konu olarak sunulmaktadır. Seri, bir ünitenin tamamını kadının çalışması ve evdeki rolünü tartışmaya ayırırken (Sînî vd., 2018a) çalışan kadına ilişkin tek olumlu ifade, “toplumun ona saygı gösterdiği” söylenen )العاملة المرأة المجتمع يحترم) )Sînî vd., 2018a) cümledir
Sonuç
Bu çalışmada, Türkiye’de Arapça eğitim veren yükseköğretim kurumlarının bir kısmında okutulan Kral Suud Üniversitesi Dil Enstitüsü Arapça Serisi’ndeki toplumsal cinsiyet kalıpları incelenmiştir. Bu inceleme; görünürlük, mekân ve mesleklerin cinsiyete göre dağılımı üzerinden gerçekleştirilmiştir. Kadın ve erkek isimlerinin metin, diyalog ve alıştırma cümlelerindeki kullanım sıklığına bakıldığında kadın görünürlüğünün önemli ölçüde zayıf olduğu saptanmıştır. Mesleklerin temsilinde ise benzer şekilde kadınların erkeklere göre daha düşük sayıda yer aldığı belirlenmiştir. Ayrıca erkeklerin temsil edildiği meslek sayısı otuzun üstündeyken kadınlar on beş meslekle sınırlandırılmıştır. Sayıların kadından yana yüksek olduğu tek meslek dalı hemşireliktir. İdari görevlerde erkek ve kadın arasındaki temsil farkı, erkekten yana belirgin bir fazlalık taşımaktadır. Cinsiyetin mekân bağlamındaki dağılımına gelindiğinde ise benzer sonuçlarla karşılaşılmıştır. Kadının bulunduğu mekânlarda en üst sayı ev iken; okul, iş ve seyahatte gösterilen erkek sayısının kadınlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Böylece kadının mekân üzerinden konumlandırılışı onun evle sınırlandırıldığı bir görüntü çizmektedir. Sözü edilen sayısal verilerin yanı sıra serinin çeşitli metin, diyalog ve alıştırma cümlelerinde toplumsal cinsiyet kalıplarına ilişkin çeşitli örneklere de yer verilmiştir. Sayısal verileri destekleyen bu örneklere bakıldığında; bunların kadını sosyal hayatta edilgen, ev içi rollerde aktif tutan bir anlayışla oluşturulduğu fark edilmektedir. Bu çalışma, serinin taşıdığı cinsiyetçi iletilere dikkat çekerek ders kitaplarının belirlenmesinde cinsiyet eşitliğini göz önüne alarak sağlayıp daha titiz tercihler yapılması gerektiğine dikkat çekmektir. Böylece Arapça ders kitaplarında göz ardı edilen cinsiyetçilik konusunda duyarlılık geliştirmeye katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Bu duyarlığın hem bireysel hem de kurumsal düzeyde yaygınlaşması umut edilmektedir. Kadın ve erkeğin rolleriyle ilgili kalıplaşmış kavramları eğitimin üniversite düzeyinde kaldırmak önemli bir adımdır. Ders kitaplarının söz konusu nedenleri göz önüne alarak tekrar gözden geçirilmesi önem arz etmektedir. Cinsiyete dayalı klişelerden bağımsız eğitim malzemeleri ve müfredatlar hazırlamak eğitimin her düzeyi için önemliyken üniversite bünyesinde bu konuya daha çok eğilmek ihtiyacı doğmaktadır. Sosyal hayattaki davranışların olumlu cinsiyet rolleriyle oluşturularak devamının sağlanması için üniversite ortamı önemli bir kademe niteliğindedir. Bu bağlamda ders kitaplarında kadın ve erkeğe dair kullanılan ifadelerin eşitlik gözetilerek seçilmesi, kadına ilişkin olumsuz algıların düzeltilmesine katkıda bulunmaktadır. Ders kitapları bu yönüyle kadınların toplum içerisinde olumsuz durumlara maruz kalmalarına yol açan sebepleri ortadan kaldırma konusunda büyük bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla eğitim materyallerinin bu bağlamda incelenmesi büyük önem kazanmaktadır. Gerek orta öğretim kademesinde gerek üniversite düzeyindeki İngilizce hazırlık sınıflarında okutulan ders kitapları herhangi bir incelemeye tabi tutulmadan uzun yıllar boyunca kullanılmıştır. Böylece farklı bir kültüre ait unsurlar dille beraber aktarılmıştır. Arapça öğretiminin yaygınlaşmasıyla birlikte benzer bir durumun da önüne geçilmesi için üniversitelerde okutulacak Arapça ders kitaplarının eğitim içeriğinin, hem Türkiye’nin kültürel unsurları ve dinamikleri doğrultusunda hem de cinsiyet eşitliğini sağlayacak biçimde üretilmesi son derece önem arz etmektedir. Dolayısıyla yabancı dil ders kitaplarının seçiminde kabul gören ölçütler; istenilen sürede hedef dilin becerisini kazandırma, kitabın kâğıt kalitesi ve görsel kullanımı olduğu kadar toplumsal cinsiyete duyarlı olması bu kriterlere eklenmelidir.
Yorum Sayısı : 0